Hakikatin Tarihi

Stok Kodu:
9786255546029
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
327
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-02-04
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
%20 indirimli
310,00
248,00
Havale/EFT ile: 245,52
Temin süresi 3 gündür.
9786255546029
385674
Hakikatin Tarihi
Hakikatin Tarihi
248.00
Evreni ve yaşamı yorumlama uğraşı olarak felsefe spekülatif olmadan önce asketik ve asketik olmadan önce şamanikti. İlginçtir, daha bu bile, şimdiden, felsefenin kimilerinin sandığının aksine sağın bir kavramlar sözlüğünden daha önce ve daha ziyade mizaçtaki içtenlik ve kudrete ilişkin etik ve kişiye bahşedilmiş algı olanaklarına ilişkin estetik bir yetiyi gerektirdiğini ortaya koyuyor. O derece ki dikkat edilirse, Wittgensteinʼı akranlarından ayırıp büyük kılan farkın kesinlikle ilk döneminde mantıkla ve ikinci döneminde dil oyunlarıyla meşgul olan öğretileri olmadığı, ama “felsefe yapan kişinin arkaik kaosa geri dönüp orada barınabilmesi gerekliliği”ni bildiren yaşamsal tavrı olduğu hemen fark edilecektir. –Ve yüzyıllar boyunca filozoflar doğru düşünmenin kurallarını mantıkta aramışlardı, oysa mistiklerin hep telkin ettiği üzere onlar insan ruhundaydı. Heidegger şöyle söyler: “Kutsalın anlamı ancak Varlıkʼın hakikatinden itibaren kendini düşünmeye açar.” Oysa daha doğrusu şöyle söylemektir: Varlıkʼın hakikati ancak kutsallık yaşantısının içinde deneyimlenebilir. –Ve zaten tam da bu yüzden kutsallığın eleştirmenleri ya bütün dünyayı plastik zanneder ve plastik bir dünyada zehirlenirler ya da algıdaki hiç temerküz edemeyen bir kaotiklik içinde dağılıp parçalanırlar.
Evreni ve yaşamı yorumlama uğraşı olarak felsefe spekülatif olmadan önce asketik ve asketik olmadan önce şamanikti. İlginçtir, daha bu bile, şimdiden, felsefenin kimilerinin sandığının aksine sağın bir kavramlar sözlüğünden daha önce ve daha ziyade mizaçtaki içtenlik ve kudrete ilişkin etik ve kişiye bahşedilmiş algı olanaklarına ilişkin estetik bir yetiyi gerektirdiğini ortaya koyuyor. O derece ki dikkat edilirse, Wittgensteinʼı akranlarından ayırıp büyük kılan farkın kesinlikle ilk döneminde mantıkla ve ikinci döneminde dil oyunlarıyla meşgul olan öğretileri olmadığı, ama “felsefe yapan kişinin arkaik kaosa geri dönüp orada barınabilmesi gerekliliği”ni bildiren yaşamsal tavrı olduğu hemen fark edilecektir. –Ve yüzyıllar boyunca filozoflar doğru düşünmenin kurallarını mantıkta aramışlardı, oysa mistiklerin hep telkin ettiği üzere onlar insan ruhundaydı. Heidegger şöyle söyler: “Kutsalın anlamı ancak Varlıkʼın hakikatinden itibaren kendini düşünmeye açar.” Oysa daha doğrusu şöyle söylemektir: Varlıkʼın hakikati ancak kutsallık yaşantısının içinde deneyimlenebilir. –Ve zaten tam da bu yüzden kutsallığın eleştirmenleri ya bütün dünyayı plastik zanneder ve plastik bir dünyada zehirlenirler ya da algıdaki hiç temerküz edemeyen bir kaotiklik içinde dağılıp parçalanırlar.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat
G-MKS8NWYW8V