9789758757145
382613
https://www.marufkitap.com/ideal-yol-basmakaleler-4
İdeal Yol (Başmakaleler-4)
131.25
İdeal Yol, Merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin 1960, 70 ve 80li yıllarda çeşitli gazete, dergi ve yıllıklarda yazdığı yazılar ile yine aynı senelerde TRT radyo ve televizyonunda yapmış olduğu konuşmaların kendisi tarafından kaleme alındığı metinlerinden oluşmaktadır. Kimileri de yazmaya başlayıp tamamlayamadığı veya tamamlasa da bir yerde yayımlayıp yayımlamadığını tespit edemediğimiz yazılarından oluşmaktadır.
M. Esad Coşan Hocaefendi okurlarının hemen hemen tamamına yakını, ona ait olan bu metinlerden ilk defa haberdar olacak, onun kendine has üslubuyla kaleme almış olduğu yazılarını keyifle okuyacak, bilgilenecek ve bir medeniyetin ikliminde seyr ü sefer etmenin hazzını yaşayacaktır.
Hocaefendi, bu günün insanına bazen öğrenci yıllıklarının sayfalarından, bazen gazete köşesinden, bazen dergi sayfalarından, bazen radyo stüdyosundan, bazen de televizyon ekranından seslenirken günün dilini yakalamış, her kesimden her seviyeden insanın idrakine, duyuşuna ve anlayışına hitap etmesini bilmiştir.
Kitapta birbirine yakın konulu yazılar bir araya getirilmek suretiyle kendi içerisinde genel bir tasnife tabi tutulmuştur. Kaynakları verilmemiş olan âyet, hadis, kelam-ı kibar ve şiirlerin kaynakları mümkün olduğunca tespit edilip dipnotta gösterilmiştir. Geniş zaman aralığında yazılan yazılar içerisinde kimi kelime ve kavramlardaki yazım farklılıkları giderilerek bir imlâ birlikteliği sağlanmıştır. Sonuna kaynakça ve özellikle araştırmacıların istifadesini kolaylaştırmak için ayrıntılı bir dizin ilave edilmiştir. Ayrıca her bir yazının nerede yayınlandığı dipnotta verilmiştir. Yapılan konuşmaların da eğer tespit edilmişse TRTde hangi tarihte konuşulduğu kaydedilmiştir.
Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında dolu dolu bir hayat sürmüş, toplumumuzun ilim ve irfan hayatına etki etmiş olan M. Esad Coşan Hocamızın şimdiye kadar yayımlanmış yayımlanmamış bütün eserlerini okuyucularımıza, fikir ve kültür hayatımıza sunarken kendisini rahmetle yâd ediyoruz. Mevlâ ruhunu şâd ve mesrûr, merkad-i pâkini pür-nûr, mânevî makamını âlâ eylesin.
ESERDEN BİR MAKALE:
İDEAL YOL*
Son sınıfta bulunan bir öğrencim, mezuniyet imtihanlarına girmek ve diploma almak üzere oldukları sıralarda bana, Hocam! Mümkün olsaydı birinci sınıfa yeniden kaydolur, şimdiye değin edindiğim tecrübelerin ışığında, değişik ve daha aktif bir anlayışla Fakülteyi bir kere daha okurdum. demişti.
Çoğumuz iyi değerlendiremediğimiz, mahiyetine derinden derine nüfuz edemeden yaptığımız çalışmaların, harcadığımız zamanların sonunda, buna benzer temennilerde bulunmuş, tahassür ve nedamet izhar etmişizdir. Vaktinde uyanarak elden kaçırdığımız birtakım fırsatları telafi etmemiz şüphesiz imkân dahilindedir.
Beni en çok düşündüren, hatta korkutan şey, son pişmanlık demi, merdivenleri ağır ağır çıkıp bitirdikten sonra, eteklerinde dökülmüş, gümüş renkli bir yığın yaprağı görüp semaya ağlayarak bakılan zamandır. Dünyadan göç etme anında pişmanlık duyulmayan bir ömür; zekice, dinamik ve verimli geçirilmiş bir hayat... ne kadar büyük bir zafer!
Yâdında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin gülerdi âlem.
Bir öyle ömür geçir ki olsun
Mevtin sana hande, halka mâtem... (1)
Benim, mezun olan veya yeni gelen öğrencilere, okuyuculara ve herkese, burada hatırlatmak istediğim nokta şu: Çevrenizde bir yığın insan ve bir o kadar da fikir veya fikirsizlik var: Vurguncu, eyyamcı, kozmopolit, anarşist, sosyalist, komünist, epikürist, idealist, memleketçi, devrimci, bölgeci, ırkçı, ümmetçi vs. Siz, en son nefesi düşünerek; o anda eyvahlarla, keşkelerle dövünmemeyi; bin kere, milyon kere ölmekten daha beter, kaskatı bir yeis içinde beyhude çırpınmamayı gaye edinerek kendinize bir yol seçiniz. Hakkın emrinde, insanlığın ve insanların hizmetinde; başınızda en yüksek ve en asil fikirler, kalbinizde en ılık, en tatlı, en müşfik duygular; bilgili, şuurlu ve vakur adımlarla ebediyete doğru ilerleyiniz. Sarsılmaz, eskimez bir ülkünüz bulunsun; yarınınız bugünden daima daha ileri ve yüksek olsun!
İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! (2)
İdeal Yol, Merhum Mahmud Esad Coşan Hocaefendinin 1960, 70 ve 80li yıllarda çeşitli gazete, dergi ve yıllıklarda yazdığı yazılar ile yine aynı senelerde TRT radyo ve televizyonunda yapmış olduğu konuşmaların kendisi tarafından kaleme alındığı metinlerinden oluşmaktadır. Kimileri de yazmaya başlayıp tamamlayamadığı veya tamamlasa da bir yerde yayımlayıp yayımlamadığını tespit edemediğimiz yazılarından oluşmaktadır.
M. Esad Coşan Hocaefendi okurlarının hemen hemen tamamına yakını, ona ait olan bu metinlerden ilk defa haberdar olacak, onun kendine has üslubuyla kaleme almış olduğu yazılarını keyifle okuyacak, bilgilenecek ve bir medeniyetin ikliminde seyr ü sefer etmenin hazzını yaşayacaktır.
Hocaefendi, bu günün insanına bazen öğrenci yıllıklarının sayfalarından, bazen gazete köşesinden, bazen dergi sayfalarından, bazen radyo stüdyosundan, bazen de televizyon ekranından seslenirken günün dilini yakalamış, her kesimden her seviyeden insanın idrakine, duyuşuna ve anlayışına hitap etmesini bilmiştir.
Kitapta birbirine yakın konulu yazılar bir araya getirilmek suretiyle kendi içerisinde genel bir tasnife tabi tutulmuştur. Kaynakları verilmemiş olan âyet, hadis, kelam-ı kibar ve şiirlerin kaynakları mümkün olduğunca tespit edilip dipnotta gösterilmiştir. Geniş zaman aralığında yazılan yazılar içerisinde kimi kelime ve kavramlardaki yazım farklılıkları giderilerek bir imlâ birlikteliği sağlanmıştır. Sonuna kaynakça ve özellikle araştırmacıların istifadesini kolaylaştırmak için ayrıntılı bir dizin ilave edilmiştir. Ayrıca her bir yazının nerede yayınlandığı dipnotta verilmiştir. Yapılan konuşmaların da eğer tespit edilmişse TRTde hangi tarihte konuşulduğu kaydedilmiştir.
Geçtiğimiz yüzyılın ikinci yarısında dolu dolu bir hayat sürmüş, toplumumuzun ilim ve irfan hayatına etki etmiş olan M. Esad Coşan Hocamızın şimdiye kadar yayımlanmış yayımlanmamış bütün eserlerini okuyucularımıza, fikir ve kültür hayatımıza sunarken kendisini rahmetle yâd ediyoruz. Mevlâ ruhunu şâd ve mesrûr, merkad-i pâkini pür-nûr, mânevî makamını âlâ eylesin.
ESERDEN BİR MAKALE:
İDEAL YOL*
Son sınıfta bulunan bir öğrencim, mezuniyet imtihanlarına girmek ve diploma almak üzere oldukları sıralarda bana, Hocam! Mümkün olsaydı birinci sınıfa yeniden kaydolur, şimdiye değin edindiğim tecrübelerin ışığında, değişik ve daha aktif bir anlayışla Fakülteyi bir kere daha okurdum. demişti.
Çoğumuz iyi değerlendiremediğimiz, mahiyetine derinden derine nüfuz edemeden yaptığımız çalışmaların, harcadığımız zamanların sonunda, buna benzer temennilerde bulunmuş, tahassür ve nedamet izhar etmişizdir. Vaktinde uyanarak elden kaçırdığımız birtakım fırsatları telafi etmemiz şüphesiz imkân dahilindedir.
Beni en çok düşündüren, hatta korkutan şey, son pişmanlık demi, merdivenleri ağır ağır çıkıp bitirdikten sonra, eteklerinde dökülmüş, gümüş renkli bir yığın yaprağı görüp semaya ağlayarak bakılan zamandır. Dünyadan göç etme anında pişmanlık duyulmayan bir ömür; zekice, dinamik ve verimli geçirilmiş bir hayat... ne kadar büyük bir zafer!
Yâdında mı doğduğun zamanlar?
Sen ağlar idin gülerdi âlem.
Bir öyle ömür geçir ki olsun
Mevtin sana hande, halka mâtem... (1)
Benim, mezun olan veya yeni gelen öğrencilere, okuyuculara ve herkese, burada hatırlatmak istediğim nokta şu: Çevrenizde bir yığın insan ve bir o kadar da fikir veya fikirsizlik var: Vurguncu, eyyamcı, kozmopolit, anarşist, sosyalist, komünist, epikürist, idealist, memleketçi, devrimci, bölgeci, ırkçı, ümmetçi vs. Siz, en son nefesi düşünerek; o anda eyvahlarla, keşkelerle dövünmemeyi; bin kere, milyon kere ölmekten daha beter, kaskatı bir yeis içinde beyhude çırpınmamayı gaye edinerek kendinize bir yol seçiniz. Hakkın emrinde, insanlığın ve insanların hizmetinde; başınızda en yüksek ve en asil fikirler, kalbinizde en ılık, en tatlı, en müşfik duygular; bilgili, şuurlu ve vakur adımlarla ebediyete doğru ilerleyiniz. Sarsılmaz, eskimez bir ülkünüz bulunsun; yarınınız bugünden daima daha ileri ve yüksek olsun!
İçsen bu sudan, bir daha, dostum; susamazsın...
Bir hâl gelir... ağlayamazsın, susamazsın! (2)
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.